SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TERECCÜL BAHSİ

<< 4175 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا النُّفَيْلِيُّ وَسَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ قَالَا حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ أَبُو عَلْقَمَةَ قَالَ حَدَّثَنِي يَزِيدُ بْنُ خُصَيْفَةَ عَنْ بُسْرِ بْنِ سَعِيدٍ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَيُّمَا امْرَأَةٍ أَصَابَتْ بَخُورًا فَلَا تَشْهَدَنَّ مَعَنَا الْعِشَاءَ قَالَ ابْنُ نُفَيْلٍ عِشَاءَ الْآخِرَةِ

 

Ebû Hureyre (r.a) Nebi (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir.

 

"Buhur Sürünen bir kadın, bizimle birlikte yatsı namazına gelmesin.

 

 

İzah:

Müslîm. Salat: Nesai. Ziynet; Ahmed b. Hanbel, II, 304.

 

4173 nolu hadiste Nebi s.a.v. güzel koku sürünüp de erkeklerin yanına varan bir kadın için çok ağır sözler söylemiştir. Ebû Davud'un rivayetinde Hz. Nebi'in ne dediği sarahaten belirtilmemiştir. Nesai’nin rivayetine göre Efendimiz "Kokusunu almaları için bir toplumun yanına varan kadın zinakardır." buyurmuştur. Tirmizî'deki rivayette de, "O kadın şöyle şöyle yani zinakardır." buyurduğu bildirilmiştir.

 

Resulullah'ın yabancı erkekler için koku sürünen bir kadın için, "Zinakar" tabirini kullanması, mecazi bir tabirdir. Yani bu kadın o haliyle için­den erkekleri arzulamış ve onların kendisine bakmasına sebep olmuştur. Bu da göz zinasıdır. Nebi s.a.v. Efendimiz,bu lde ağır bir dil kul­lanarak, kadınları bu tür davranışlardan men etmek istemiştir. Maksadı o kadının bilinen manasıyla zinakar olduğunu ifade değildir.

 

İkinci hadiste, Ebu Hureyre (r.a)'ın bir kadınla karşılaşması anlatıl­maktadır. Kadın’ın elbisesinden etrafa güzel kokular yayılmakta idi. Ete­ğinden de tozlar yükseliyordu. Hadiste bu mana cümlesi ile ifade edilmiştir.(i'sâr) hortum dediğimiz, rüzgarın toz toprağı gökyüzüne doğru kaldırması hadisesidir. Kadının ete­ğinde i'sâr olması, - Allah'u alem -, eteğinden yukarı doğru tozların kalk­masıdır.

 

Hâdis-i şerifte, Ebû Hureyre (r.a); Hz. Nebi’i, camiye gitmek için güzel koku sürünen bir kadının cenabetten dolayı güsl ettiği gibi gusl etmedikçe namazının kabul edilmeyeceğini söylediğini belirtmiştir.

 

Hadisin zahiri, böyle bir kadının hemen gidip, vücudunun tamamını yıkaması gerektiğine delâlet etmektedir.

 

Avnü'l-Mabud Müellifi bu manayı tercih etmiştir. Aliyyu'l-Kari ise, "Kadın vücudunun tamamına koku süıiinmüşse gusleder, bir kısmına sürünmüşse sadece koku sürülen kısmı yıkar" demektedir.

 

Bu hadis sahîhse ya hüküm sonradan kaldırılmıştır. Yada Aliyy'ül Kâ-rî'nin dediği gibi maksat kokunun giderilmesidir. Çünkü bu hâl, namaz'in kabulüne mâni görünmez. Münzirî, bu hadisin râvîleri arasında Asım b. Ubeydullah El-Amrî'nin bulunduğunu ve onun hadislerinin delil olama­yacağını belirtir.

 

Üçüncü hâdistede, Nebi {s.a.v.) koku sürünen kadınların yatsı na­mazına gelmemelerini istemektedir. Yatsı namazı vakii. etrafın karanlık olduğu insanların tanınmadığı bir vakittir. Koku sürünen hanımların yat­sı namazına gelmemelerini istemek, diğer namazlara da gelmemelerini gerektirir. Çünkü önemli olan bir vakit namaz değil; erkeklerin, kadınların çekiciliğini hissetmeleridir.

 

Bab'ın bütün hadisleri hanımların süslenip, parfümler sürerek yabancı erkeklerin yanlarına çıkmalarının caiz olmadığını delâlet etmektedir.

 

Kadın; kocası için güzelleşebilir, süslenir ve ona etki edecek kokular sürünür. Yabancı erkekler için ise, bunların hiç birisi caiz değildir. Bu tür davranışlar şehvetlerin kabarmasına, akılların çelinmesine ve çirkin so­nuçların doğmasına sebep olabilir. Bu da, en büyük günahların irtikabı, ailelerinin dağılması ve toplum’un kokuşması sonucunu doğurur.

 

Fert, aile ve toplumun refah ve saadeti İslâm'ın emir ve yasaklarına ri­ayetle gerçekleşir.